İkili Devlet Teşkilatı Nedir? Özellikleri Nelerdir?

İkili devlet örgütlenme sistemi tarihteki üniter olmayan devlet yönetim biçimlerinden biridir. Artık mevcut olmayan bir devlet yapısı olduğundan ikili devlet örgütlenmesini anlamak zor olabilir. Bu sistemi iyi anlamak için üniter devlet yapısının ne olduğunu anlamak gerekir. Devletler, belirli bir toprak parçası üzerinde çoğunlukla üniter olan, yani tek merkezden yönetilen egemenlik bölgeleridir. Devletler genel olarak bütünlük gösteren üniter yapılardan oluşsa da konfederasyon ve federasyon örneklerinde görüldüğü gibi birden fazla devletin bir araya gelmesiyle de kurulabilmektedir. Tarih boyunca üniter olmayan devlet yapılarının örnekleri olmuştur. İkili devlet örgütlenmesinin bunun önemli örneklerinden biri olduğunu söylemek mümkündür.

Üniter Devlet Yapısı Nedir?

Üniter devlet yapısında devlet bir bütündür. Yasama, yürütme ve yargı yetkileri devletin kendisinde toplanmıştır. Üniter devlet, yürütme sorumluluk ve yetkilerini belediyeler ve valiliklerle paylaşsa da, bu kurumların yasama veya yargı sorumluluk ve yetkileri olamaz. Üniter devlet, modern dünyada en yaygın siyasi yönetim biçimidir; devletlerin çoğu üniterdir. Türkiye Cumhuriyeti de üniter bir devlettir. Bu açıklamalardan sonra ikili devlet sistemini anlamaya hazırız.

İkili Devlet Teşkilatının Özellikleri

İkili Devlet Teşkilatının ÖzellikleriÜlkenin doğu kısmı Kağan, Hakan, Han gibi isimler verilen asıl hükümdar tarafından yönetiliyordu. İkili devlet örgütlenme sistemi, üniter olmayan bir devlet örgütlenme sistemidir. Tarihte Türk devletlerinin uyguladığı yönetim şeklidir. Bu sistem özellikle İslam öncesi Türk devletlerinde uygulanıyordu. Peki eski Türk devletleri neden böyle bir sistemi tercih etti? Eski Türk devletlerinde Türkler geniş bir alana yayılmıştı. Geniş yüzölçümüne sahip bir ülkeyi tek bir hükümdarın yönetmesi zor olacağından ikili devlet teşkilat sistemi uygulandı. Eski Türklerde Gök Tanrı'nın simgesi güneş olarak kabul edildiğinden doğu kutsal kabul edilmiş, dolayısıyla; ülkenin doğusu Kağan, Hakan, Han gibi isimler verilen asıl hükümdar tarafından yönetiliyordu. Ülkenin batısı, genellikle Kağan'ın kardeşi veya oğlu olan Yabgu adı verilen bir hanedan üyesi tarafından yönetiliyordu. Kağan devletin hem iç hem de dış işlerinden sorumlu hükümdar iken, Yabgu yalnızca yönettiği bölgenin iç işlerinden sorumluydu. Her iki bölge de merkeze bağlıydı ve gerçek hükümdar Kağan'ın yönetimi altında tutuluyordu.

Hangi Devletler İkili Devlet Teşkilat Sistemini Kullandı?

Türklerin İslam'la tanışmasından önce kurulan devletlerin hemen hepsi ikili teşkilat sistemini kullanmaktaydı. İkili teşkilat sistemi ilk kez Asya Hun Devleti Mete Han zamanında uygulanmıştır. Bunu uygulayan son Türk devleti Karahanlılar oldu. Ayrıca ikili teşkilat sistemi I. Göktürk Devleti, II. Göktürk Devleti, Avrupa Hun Devleti, Büyük Bulgar Devleti, Macarlar, Oğuzlar, Karluklar ve Uygurlar tarafından uygulanmıştır. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak için “TÜRK DEVLET GELENEĞİNDE YÖNETİM VE ÖRGÜT YAPISI ANLAYIŞINDAKİ DÖNÜŞÜMÜN İNCELENMESİ” adlı çalışmayı inceleyebilirsiniz.

İkili Devlet Teşkilat Sisteminin Olumlu Yönleri

İkili devlet teşkilatı sistemi geniş alanlara yayılmış devletler için ülkenin yönetimini kolaylaştıran bir uygulama olmuştur. Ülkenin batısından sorumlu olan Yabgu'nun hanedan üyeleri arasından seçilmesi nedeniyle hanedan üyelerinin ülke yönetiminde tecrübe kazanmaları sağlanmıştır.

İkili Devlet Teşkilat Sisteminin Olumsuz Yönleri

İslam'dan önce Türkler, ülkeyi yönetme görevinin Gök Tanrı tarafından ülkeyi yönetenlere verildiğine inanıyorlardı. Bu inanışa “Kut” inancı adı verilmiş ve bu inanışa göre yönetme görevinin kan bağları yoluyla kuşaktan kuşağa aktarıldığına inanılmıştır. İkili teşkilat sisteminde asıl hükümdar Kağan olmasına rağmen Batı'da farklı bir hükümdarın bulunması Kut inanışı nedeniyle ülkenin ikiye bölünmesini kolaylaştırmıştır. İki farklı hükümdarın varlığı devletin yıkılmasına yol açacak ve yabancı ülkelere avantaj sağlayacaktır. Aynı zamanda Kut inancının varlığıyla Yabgu, hanedan mensupları arasından, özellikle de Kağan'ın kardeşleri veya oğulları arasından seçilmiştir. Bu durum taht kavgalarına ve iç karışıklıklara yol açacaktır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın